Pamuktan Mağazaya, Türkiye’de Pamuk Üretimini Canlandırma Hareketi
İlk Adımlar, Tarımsal Kalkınma İçin Organik Pamuk Projesi
Hazır giyim sektöründe Türkiye’nin pamuk ihtiyacı, sektörün “beyaz altın” olarak adlandırdığı pamuk üretiminde bölgesel kalkınmaya katkıda bulunacak çözümler arıyor. AYTIM Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve Sevda Aydın Vakfı (SAV) Başkanı Sevda Aydın, bu ihtiyaca güçlü bir cevap veriyor. Ege Bölgesi'nde başlattıkları organik pamuk üretimi projesi ile çiftçileri doğrudan tekstil imalatçılarıyla buluşturuyor.
Pamukta Dışa Bağımlılıktan Kurtulmak
Son yıllarda, Türkiye pamuk ithalatında dünya sıralamasında beşinci konumda yer alıyor. Dış ticaret politikaları, sulama zorlukları ve kırsal göç gibi faktörlerle istenilen düzeye ulaşamayan pamuk üretimi, çözüm arayan sanayicileri harekete geçirdi. Sevda Aydın, bu sorunların farkında olarak pamuk ekim alanlarının artırılması için etkili adımlar atılması gerektiğini belirtti. SAV ve AYTIM Grubu’nun ortaklaşa geliştirdiği projeler sayesinde, pamuk üretiminde daha sürdürülebilir, çevresel ve sosyal açıdan duyarlı bir model sunuluyor.
Organik Pamuk Üretiminde Şeffaflık ve İzlenebilirlik
SAV ve AYTIM Şirketler Grubu, organik pamuk üretimini sadece ekolojik ve sosyal bir kazanım olarak değil, aynı zamanda kurumsal şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerine dayalı bir kalkınma modeli olarak ele alıyor. Üretimden nihai ürüne kadar tüm aşamaların izlenebilir şekilde yürütüldüğü bu çalışma, sektörün uluslararası pazar beklentilerine de uyum sağlamasına olanak tanıyor.
Organik Pamuk: Gelecek Nesiller İçin Bir Yatırım
Sevda Aydın, projeyi “sadece bugünün değil, yarının Türkiye’sine yatırım” olarak tanımlıyor. Aydın, organik pamuk yetiştiriciliğinin yalnızca çevresel duyarlılığı değil, aynı zamanda yerli üretimin gücünü de artıracağını belirterek pamuk üreticilerini desteklemeye devam edeceklerini vurguladı. Aydın’ın önderliğindeki bu adımlar, diğer pamuk yetiştirme bölgelerine yaygınlaştırılması ve kamusal destekle güçlendirilmesi bekleniyor.
Sosyal ve Ekonomik Katkı: Hem Üreticiye Hem Ekonomiye Fayda
Pamuk üreticisini desteklemeye yönelik çalışmalar, üreticilerin ekonomik bağımsızlığını kazanmasını sağlarken, aynı zamanda ulusal ekonomi için büyük bir fırsat sunuyor. Aydın, bu projelerin ulusal pamuk üretiminde kalite ve miktar artışına yol açacağını, hazır giyim sektöründe ise ihracat gelirlerini ve istihdamı destekleyeceğini ifade etti. Bu sürdürülebilir modelin ülkemizin pamuk ithalat bağımlılığını azaltarak, döviz gelirlerini artıracağına ve istihdama katkı sağlayacağına olan inançla çalışmalarını sürdürüyorlar.
İTO Başkanı Avdagiç'ten Kur ve Enflasyon Uyarısı, “Makas Yüzde 40’ın Üzerinde”
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, kur ve enflasyon arasındaki farkın ekonomiye olumsuz etkilerini vurgulayarak, yabancı yatırım girişlerinin dengeli yönetilmesi gerektiğini belirtti. Enflasyonda beklenen düşüşün önemli bir kırılma noktası olacağını ifade eden Avdagiç, komşu ülkelerle ticaretin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Temmuz Ayı Oda Meclisi toplantısında, kur ve enflasyon arasındaki farkın yüzde 40’ın üzerine çıktığını belirterek, bu durumun dış ticaret dengesini olumsuz etkilediğini söyledi.
Fiyat Endeksleri ve Kur Artışı Arasındaki Fark
Avdagiç, son bir yılda TÜİK ve İTO fiyat endekslerinin ortalamasının yüzde 66 olduğunu, buna karşın dolar-Euro sepet kurdaki artışın yüzde 25,2’de kaldığını vurguladı. "Makas yüzde 40’ın üzerinde" diyen Avdagiç, kur ve enflasyon arasındaki korelasyonun zayıflamaması gerektiğine dikkat çekti.
Enflasyon ve Kur Arasındaki İlişki
Enflasyonla mücadelenin yılın ilk yarısında devam ettiğini belirten Avdagiç, kur ve enflasyon arasındaki farkın açılmasının ihracatın aleyhine, ithalatın lehine işlediğini söyledi. "Kur ve enflasyon arasında açılan makas eninde sonunda kapanıyor" ifadelerini kullanan Avdagiç, bu sürecin kontrol altında tutulmasının ekonominin sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu vurguladı.
Yabancı Yatırımlar ve Devlet Tahvili
Yabancı Yatırım Girişi
Türkiye ekonomisindeki normalleşmenin uluslararası yatırımcılar tarafından dikkatle izlendiğini belirten Avdagiç, geçen yılın haziran ayından bu yana Türkiye’ye ciddi miktarda yabancı yatırım girişi olduğunu söyledi. Özellikle tahvil tarafında, enflasyondaki belirgin yavaşlamayla birlikte büyük miktarlarda giriş beklediklerini ifade etti.
Döviz Kuru Dengesi
Avdagiç, yabancı fon girişlerinin TL’nin aşırı değerlenmesine yol açabileceğine dikkat çekerek, döviz kuruna ilişkin hassas bir dengelenmeye ihtiyaç olduğunu belirtti. Yatırım, teşvik, faiz ve döviz politikasının dengeli bir şekilde götürülmesi gerektiğine inandıklarını söyledi.
Enflasyon ve Ticaret İlişkileri
Enflasyonda Kritik Eşik Enflasyonun dar gelirliden iş dünyasına kadar herkesin yakından takip ettiği en önemli sorun olduğunu belirten Avdagiç, enflasyonun baz etkisiyle yüzde 50 bandının altına inmesinin önemli bir kırılma noktası olacağını söyledi. Bunun psikolojik etkileri olacağı gibi, ileriye yönelik fiyatlama davranışlarının iyileşmesine de katkı sağlayacağını ifade etti.
Komşu Ülkelerle Ticaret Türkiye’nin toplam ihracatında sınır komşusu olan ülkelerin payının hâlâ yüzde 12-13 seviyelerinde olduğunu belirten Avdagiç, komşu ülkelerle daha yakın iş birliği ve daha güçlü ekonomik ilişkilerin tesisi yönündeki çabaların önemine dikkat çekti. "Güçlü ticari bağların aşamayacağı sorun yoktur" diyerek, iyi komşuluk ilişkilerinin ticaretin olmazsa olmazı olduğunu vurguladı.
İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken ziyaret ettiği Türkiye'nin Tek Ayakkabıcılık Okulu: TASEV Ayakkabı ve Saraciye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi hakkında bilgiler verdi.
TASEV Ayakkabı ve Saraciye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Türkiye’nin ayakkabıcılık alanında uzmanlaşmış tek eğitim kurumu olarak, sektöre nitelikli ve donanımlı bireyler kazandırmaya devam etmektedir. Eğitimi destekleyen sektör işbirlikleri ve modern eğitim tesisleri ile öğrencilerini geleceğe hazırlayan okul, Türkiye’nin sanayi ve eğitim hayatına önemli katkılarda bulunmaktadır.
Okulun Kuruluşu ve İnşaat Süreci
Türkiye’de ayakkabıcılık alanında eğitim ve öğretim veren tek okul olan TASEV Ayakkabı ve Saraciye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 2002-2003 öğretim yılında faaliyetlerine başlamıştır. Okul inşaatı, 2002 yılında Küçükçekmece Belediyesi sınırları içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından TASEV’e tahsis edilen 10.000 metrekarelik arsada başlatılmış ve 4 ay gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır.
Kampüs ve Eğitim Tesisleri
Okul, 24 derslikli, laboratuvarları, çok maksatlı salonu, müze binası gibi bölümleri ile bir kompleks olarak inşa edilmiştir. İnşaat sürecinde “1 tuğla 1 milyar” sloganıyla sektörden her ölçekten birçok kuruluşun katılımı sağlanarak, okul ve diğer komplekslerin kuruluşu tamamlanmıştır.
Eğitim ve Öğretim
TASEV Ayakkabı ve Saraciye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, öğrencilerini ayakkabıcılık mesleğinde yetkinlik kazandırarak geleceğe hazırlamaktadır. Okul, çağdaş, sorumluluk sahibi, çevreye ve insana saygılı, ülkesine faydalı bireyler yetiştirmek için gerekli etkinlik ve programları eğitimin bir parçası olarak uygulamaktadır.
Tematik Okul ve Mezunlar
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tematik okul ilan edilen TASEV, 2017 itibariyle 1.182 mezun vermiştir. Sektörün düzenli maddi desteği ve öğrenci bursları ile eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu sayede, öğrencilerine hem teorik hem de pratik bilgileri sunarak, onları ayakkabıcılık ve saraciye sektörüne donanımlı bireyler olarak kazandırmaktadır.
Sektörel Katkı ve Destek
Okul, sektörle olan güçlü bağları sayesinde öğrencilerine staj ve iş imkânları sunmaktadır. Sektörün düzenli maddi desteği ve öğrenci bursları ile, öğrencilere kaliteli bir eğitim imkânı sağlanmaktadır. Bu destekler, öğrencilerin eğitim süreçlerinde maddi kaygılar taşımadan daha verimli ve odaklı çalışmalarına olanak tanımaktadır.
PEUGEOT Türkiye, Sarıyer'de Yeni Hafif Ticari Araç Serisi'ni Tanıttı
PEUGEOT, Türkiye pazarında yenilenen hafif ticari araçlarıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.10 Mayıs 2024 tarihinde tanıtılan yeni modeller, inovatif tasarımları ve gelişmiş teknolojik özellikleriyle ön plana çıktı.
Yenilenen Peugeot hafif ticari araçlar, daha geniş iç mekana sahip olmalarının yanı sıra daha verimli motor seçenekleriyle de dikkat çekiyor.
Üstün güvenlik özellikleri ve konforlu sürüş deneyimi sunan araçlar, işlerini ticari araçlarla yapan kullanıcılar için ideal bir seçenek olacak.
PEUGEOT Türkiye, Sarıyer Six Senses Kocataş Mansions'ta bir basın toplantısı düzenledi ve yenilenen hafif ticari araç modellerini tanıttı.
Yeni Rifter, Yeni Partner, Yeni Expert Van, Yeni Boxer ve Expert Traveller modellerinin fiyatları da paylaşıldı.
Toplantıda PEUGEOT Türkiye yöneticileri, markanın heyecanını ve hedeflerini paylaştılar.
Geçtiğimiz yıldaki satışları hatırlatan Gülin Reyhanoğlu, bu yıl da pazar paylarını artırmayı hedeflediklerini belirtti. PEUGEOT Türkiye Pazarlama Direktörü Duygu Kanberoğlu markanın hafif ticari araç pazarında etkin bir konuma sahip olduğunu vurguladı.
Ürün Müdürü Emre İlkbahar ise araçların teknik özelliklerini ve fiyatlarını detaylı bir şekilde sundu. Bu yeni serinin markanın Türkiye'deki büyümesine katkı sağlaması bekleniyor.
PEUGEOT Türkiye, yenilenen hafif ticari araç modelleri olan Yeni Rifter, Partner, Expert Van, Boxer ve Expert'i tanıtmak üzere özel bir etkinlik düzenledi.
Sarıyer Six Senses Kocataş Mansions'da gerçekleştirilen basın toplantısında, markanın iddialı konumu ve hedefleri ön plana çıktı.
Yenilikçi özellikleri ve rekabetçi başlangıç fiyatları ile dikkat çeken Yeni Rifter, Yeni Partner, Yeni Expert Van, Yeni Boxer ve Expert Traveller modellerinin tanıtımı, PEUGEOT'nun Türkiye'deki güçlü büyümesini desteklemeyi amaçlıyor.
Toplantıda, PEUGEOT Türkiye'nin üst düzey yöneticileri sektördeki mevcut durumu ve gelecek hedeflerini paylaştılar.
Tanıtım toplantısının açılışında konuşan PEUGEOT Türkiye Genel Müdürü Gülin Reyhanoğlu, ürün gamlarını yenilemenin heyecan verici olduğunu belirtti. Türkiye hafif ticari araç pazarında 12 PEUGEOT modelini sunduklarını ve geçtiğimiz yıl yüzde 7.6 pazar payı elde ettiklerini vurguladı. Reyhanoğlu, bu yılın hedefinin Türkiye pazarını yüzde 6.4 pazar payı ile kapatmak olduğunu dile getirdi.
PEUGEOT Türkiye Pazarlama Direktörü Duygu Kanberoğlu, markanın hafif ticari araç pazarındaki güçlü konumunu vurgulayarak, pazardaki yarıya hitap ettiklerini ifade etti.
Ürün Müdürü Emre İlkbahar ise yeni araç modellerinin teknik özelliklerini ve fiyatlarını detaylı bir sunumla paylaştı. Yapılan sunumda, Yeni Rifter'in 1.200.000 TL, Yeni Partner'in 913.500 TL, Expert Traveller'ın 1.650.500 TL, Yeni Expert Van'ın 1.058.000 TL ve Yeni Boxer'ın 1.345.000 TL'den başlayan fiyatlarla satışa sunulduğu açıklandı.
Bu yeni hafif ticari araç serisiyle PEUGEOT Türkiye'nin başarılı büyümesinin devam etmesi ve markanın pazardaki güçlü konumunu pekiştirmesi bekleniyor.
Peugeot'un Türkiye pazarındaki başarılı performansıyla birlikte, yenilenen hafif ticari araç modelleriyle de daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşması bekleniyor.
Yenilikçi tasarım anlayışı ve kaliteli malzeme kullanımıyla öne çıkan Peugeot hafif ticari araçları, kullanıcıların beklentilerini karşılamak için tasarlanmış gibi görünüyor.
2024 Hedefleri, daha fazla ihracata yönelme ve üretimde katma değere odaklanma
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, 2023 Aralık Ayı son meclis Toplantısında İTO’nun 740 bini aşkın üyesine çağrısı yaparak önümüzdeki dönemde daha fazla ihracata yönelme ve üretimde katma değere odaklanmanın önemine vurgu yaptı.
İstanbul Ticaret Odası'nın 2023 yılı son meclis toplantısı, büyük bir katılım ve heyecanla gerçekleşti. Toplantı, İstanbul'un ticari hayatı ve ekonomik durumu hakkında önemli bilgiler paylaşıldığı etkin bir platform oldu.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ekonomik büyüme ve ticaret hacmi hakkında bilgiler verdi. Son dönemde İstanbul'un ticaretinde yaşanan ivme ve büyümenin memnuniyet verici olduğunu belirten Başkan, üyelerin katkılarıyla daha da büyüyeceklerini ifade etti.
Toplantıda, İstanbul Ticaret Odası üyeleri tarafından projeler detaylı bilgiler paylaşıldı. Özellikle İstanbul'u daha cazip hale getirecek turizm ve ticaret projelerine ilişkin önemli gelişmeler aktarıldı. Bu projelerin İstanbul'un ekonomik büyümesine ve istihdam artışına katkı sağlayacağı vurgulandı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Avdagiç, doğru bir yöntemle 'seçici kredi' politikasını benimseyerek küçük işletmelerin ayakta kalmasının önemine vurgu yaptı.
İhracat ve katma değerli üretime odaklanma çağrısında bulunan Avdagiç, KOBİ'lerin sermaye ihtiyacının büyük olduğunu belirtti. Finansmanın maliyetindeki artışa rağmen kredi musluklarının açıldığını ifade eden Avdagiç, KOBİ'lerin finansman ihtiyacını karşılamak için KGF destekli teminatın güçlendirilmesi ve kredi geri ödeme kapasitelerinin artırılmasının önemli olduğunu söyledi.
Ayrıca, 2024 için belirlenecek asgari ücretle ilgili vergi dilimlerinin güncellenmesi çağrısında bulundu ve Ortadoğu'da barışın tesis edilmesini diledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Üretim ve ihracat odaklı sürdürülebilir büyüme için reel sektörü destekliyoruz” sözünden yola çıkarak “Dünya ekonomisinin daha zayıf olacağı 2024’te reel sektörümüze, ihracatçımıza yönelik desteklerin güçlendirilmesini bekliyoruz” dedi.
Şekib Avdagiç, KOBİ’lerin finansman ihtiyacına yönelik görüşleri; “KOBİ’lerin finansman ihtiyaçlarının karşılanmasında bir yandan KGF destekli teminatın güçlendirilmesi, bir yandan da kredi geri ödeme kapasitelerinin artırılması, önemli bir destek olur.”
Reeskont krediler için teminat mektuplarını da içeren kaynak maliyetinin hem de kredi bekleme sürelerinin aşağı çekilmesi halinde önemli bir rahatlama getireceğini söyledi
İTO Başkanı Avdagiç, 2024 yılı için belirlenecek asgari ücrete ilişkin olarak “Asgari ücret görüşmeleri devam ediyor. Biz işçimize hak ettiği, insanca geçimini temin edeceği asgari ücretin verilmesinden yanayız.” Dedi.
İTO olarak gündeme getirdikleri ‘vergi dilimlerinin güncellenmesi, son 10-15 yılda yaşanan kaybı giderecek şekilde düzenlenmesinin gerekliliğin altını çizdi.
Avdagiç, “Bu nedenle bir kez daha dikkati çekmek isteriz ki, 2024 yılbaşında yapılacak düzenlemelerde, tüm ücret gruplarını etkileyen ‘gelir vergisi dilimleri’ ile ‘SGK üst limitinin’ güncellenmesi önemli bir başlık olmalı” şeklinde ifadede bulundu.
Toplantıda, İstanbul Ticaret Odası'nın üyeleri temsil ettikleri sektör sorunları ve talepleri dile getirerek masaya yatırıldı. Üyeler, sektörleriyle ilgili yaşadıkları zorlukları ve çözüm önerilerini paylaştılar. İstanbul Ticaret Odası, üyelerinin sorunlarına yönelik çözüm çalışmalarının yapılacağını ve gerekli desteklerin sağlanacağını taahhüt etti.
Meclis toplantısında, İstanbul'un ticaretindeki son trendler ve sektörel gelişmeler de ele alındı. Özellikle dijitalleşme ve e-ticaretin giderek önem kazandığı günümüzde, İstanbul Ticaret Odası üyelerine yapılan bilgilendirme ve eğitim çalışmalarının artırılacağı duyuruldu. Bu sayede, üyelerin de dijital dönüşüm sürecine daha iyi adapte olabileceği belirtildi.
İstanbul Ticaret Odası'nın gelecek dönemde yapmayı planladığı çalışmalar ve projeler de toplantıda konuşuldu. İstanbul'un ticaret ve ekonomi alanında daha da güçlenmesi için atılacak adımların üzerinde duruldu. İstanbul Ticaret Odası, yakın gelecekte yapılacak çalışmalarla üyelerine daha fazla fayda sağlamayı hedefliyor.
Sağlıklı Yaşamın Derinliklerine Yolculuk Nasıl Yapılır
Gelişen bilim ve teknoloji, insan sağlığını anlamada önemli adımlar atmış, bu da hücresel düzeyden başlayarak evrensel bir sağlıklı yaşam perspektifinin kapılarını aralamıştır. Sağlık, artık sadece fiziksel durumla sınırlı değil, aynı zamanda zihinsel, duygusal ve çevresel faktörleri de içine alan bir bütün olarak ele alınmaktadır.
Özel Projeler ve Gastronomi Danışmanı,Yazar, Naturel Tv kurucusu iş insanı pek çok özellikleri olan Yeşim Kaya “Hayatının Şefi Ol” Atıksız Yaşam ve Beslenme Rehberi niteliğindeki kitabının lansmanını CVK Boshorus Hotel Evergeen’de (Dikey Bahçe) gerçekleştirdi.
Yeşim Kaya’nın şapkalarından biri olan Eğitimcilik ekibinde olan değerlerde lansmanda katılım sağladılar. İlk defa etkinliğe kapılarını açan Evergreen’de mükemmel hazırlanan nefis brunch eşliğinde seçkin konuklarına, Yeşim Kaya Extralife Md Medikal ve Danışman Ekibininin tanıtımını da yaptı.
Ektralife Md Ekibi;
Yeşim Kaya Özel Projeler ve Gastronomi Danışmanı,Yazar
Medikal Grubu
Prof. Dr. Ümit Zeybek (Genetik / Metabolizma)
Prof. Dr. Ali Osman Gürol (Endokrinoloji / Metabolizma/Allerji / İmmünoloji)
Prof. Dr. Erkut Tutkun (Spor Bilimleri)
Prof. Dr. Hülya Yükseloğlu (Genetik)
Prof. Dr. İlhan Yaylım (Metabolizma / İmmünoloji)
Prof. Dr. Mehmet Ünal (Egzersiz / Fizik Tedavi Fizyoterapi)
Doç. Dr. Itır Tarı Cömert (Psikoloji)
Doç. Dr. Türker Bıyıklı (Egzersiz / Spor Bilimleri)
Öğr. Gör. Dr. Tolgahan Hakan (Genetik / Metabolizma)
Uzman Dyt. Beste Alimert Altunörs (Beslenme / Diyet)
Danışman Grubu
Betül Arım Yaşam Sanatı Ustası ve Tiyatro Sanatçısı
Öykü Akyol Taşkol İnsan Kaynakları ve Kişilik Analizi Danışmanı
Gülferi Yıldırım (Psikoloji ve Nörobilim Uzmanı Eğitmen, ICF Nörokoç)
Cenk Yüksel (Sanatçı/ Akademisyen Nefes / Ses / Hareket Uzmanı )
Mickey Mehta (Danışman)
Ferdinando Maddaloni (Oyuncu, Yönetmen, Yazar Ve Oyuncu Koçu)
Hücreden Evrene
Hücresel Sağlığın Önemi
Hücreler, yaşamın temel birimi olarak kabul edilir ve bu minik yapılar, vücudun işleyişinde kilit rol oynar. Sağlıklı hücreler, genetik materyalin korunması ve enerji üretimi konusunda kritik bir işlevi yerine getirir.
Beslenmenin Rolü
Beslenme, hücresel sağlığın temel taşlarından biridir. Doğru besinleri almak, hücrelerin ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral ve diğer besin öğelerini sağlar, bu da vücudun düzgün çalışmasını destekler.
Egzersiz ve Hücresel Canlılık
Düzenli egzersiz, hücresel canlılığı artırır. Kasların güçlenmesi ve dolaşımın iyileşmesi, hücrelere daha fazla oksijen ve besin taşınmasına yardımcı olur.
Mental Sağlık ve Hücreler
Stres, kaygı ve depresyon gibi zihinsel faktörler, hücresel sağlığı da etkiler. Olumlu düşünce ve duygusal denge, hücrelerin sağlıklı kalmasına katkıda bulunabilir.
Hücresel Yaşlanma ve Anti-Aging Stratejileri
Hücresel yaşlanma, yaşlanma sürecinin temel bir parçasıdır. Ancak, sağlıklı yaşam tarzı, hücresel yaşlanmayı yavaşlatabilir. Anti-aging stratejileri, genetik faktörlerle birlikte düşünüldüğünde uzun ve sağlıklı bir yaşam vaat eder.
Genetik Sağlık ve Hücreler
Genetik faktörler, bireylerin hücresel sağlıklarını etkiler. Ancak, genetik yatkınlığa rağmen sağlıklı bir yaşam tarzı, olumsuz etkileri dengeleyebilir.
Çevresel Etkiler ve Hücresel Sağlık
Çevresel faktörler, hücresel sağlığı etkileyen önemli bir faktördür. Temiz hava, su ve doğal ortamlar, hücrelerin optimal performansını sürdürmesine yardımcı olabilir.
Teknoloji ve Sağlıklı Yaşam
Günümüzde teknolojinin sağlık alanındaki rolü büyük. Akıllı cihazlar ve uygulamalar, beslenme takibi, egzersiz programları ve stres yönetimi konularında bireylere rehberlik eder.
Toplumsal Etkileşim ve Hücresel Sağlık
Sosyal bağlantılar ve toplumsal etkileşim, mental sağlık ve dolayısıyla hücresel sağlık üzerinde olumlu bir etki yapabilir.
Sağlıklı Yaşamın Evrensel Boyutları
Sağlıklı yaşam, hücresel düzeyden evrensel bir bakış açısına doğru genişlemektedir. Beslenme, egzersiz, mental sağlık ve çevresel faktörlerle bütünlük sağlamak, insanların daha dengeli ve sağlıklı bir yaşam sürmelerine olanak tanır. Bu evrimsel yaklaşım, bireyleri kendi hücrelerinden başlayarak, tüm evreni kucaklayan bir sağlık bilinciyle buluşturuyor.
Hücreden evrene sağlık yaşam yaklaşımı, gelecekte sağlık sektöründe bir devrim yaratabilir. Hastalıkların daha etkili bir şekilde tedavi edilmesi ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilme potansiyelimiz artabilir. Ancak, bu yeni bozulmanın tam olarak kullanılabilmesi için daha fazla sayıda ve kapsamlı ihtiyaç vardır.
Sonuç olarak, hücrelerimizin evrenle sağlık hizmetlerine girebildiği yeni bir oran oluşturulmuştur. Bu bozulma, tedavi ve genetik hastalıklar gibi birçok sağlık sorununun çözümünde büyük bir potansiyele sahiptir. Hücreden evrene sağlık yaşam yaklaşımı, gelecekte insanların olumlu yönlerinde ve kaliteli bir yaşam sunacak bir yaşanacak habercisi olabilir.
Lansman sonrasında Konuklar sürprizle karşılaştı, Hayır Kurumların yardım amaçlı yapılan etkinlerinde Gönüllü yer alan ses sanatcısı Funda Şimşirel’in seçkin reperturandaki şarkılara Yeşim Kaya’nın eşlik etmesi düet yapmaları konuklara eğlenceli neşeli bir zaman geçirmelerine renk katdı. Yeşim Kaya’nın marifetlerinden birinide öğrenmiş olduk.
ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'le ATA Parti Yeniden Türk Devrimi Tasarlaması (Programı) ilkeleri hakkında Sayın Başkanın İstanbul özel ofisinde söyleşi gerçekleştirdik.
Sayın Başkan'ın çok güzel ilkeleri var, iktidara geldikleri zaman Başkan'a ATA Parti'nin ilkeleri hakkında buna yeni Çağdaş Türk devleti devrimi diyorsunuz, Bunlar hakkında biraz kısa bilgi verir misiniz? Sorumuza;
ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek,
“ATA Parti ana amacı Atatürk'ün Türk devrimini
Atatürk döneminde, Atatürk Türk devrimi derdi ve öyle denilirdi. Sonradan söz değiştirildi. Atatürk'ün Türk devrimini iyi anlayıp, özümseyip, çağa taşıyarak
Yeniden, Türk devrimi yapmak üzere yola çıkan kişilerin kurduğu bir siyasi partidir.
Ben de o partinin öncüsüyüm. Evet. Ata Parti'nin amacı Atatürk'ten sonra başlayan karşı devrim sürecini bütün
bütün yanlışlarımızı silmek bugünkü karşı devrime tam karşı bir devrim gerçekleştirerek yeniden Türk devrimi yaparak Türkiye'yi tarihinde olduğu gibi ve Atatürk döneminde olduğu gibi hızla yükseklere çıkarmak amacıyla kurulan bir siyasi partidir.”
Devrimleri ?
“Ata Parti. Biz yeniden Türk'te devrimi derken beş devrimden söz ediyoruz.
Bunlardan birisi devleti yeniden Türk devleti olarak kurmak.
Yani en güçlü erk kurultayda olacak. Türk devlet geleneği budur.
Evet Türk devlet geleneğinde kağnı kurultay seçer. Ve kağan da başbakanı ve bakanları seçer.
Atatürk de Türkiye'yi kurtarırken böyle başladı. Orduyla başlamadı. Kurultayla başladı Erzurum'da, Sivas'ta.
Sonra Ankara'da büyük kurultayı toplayarak adına da Türkiye Büyük Millet Meclisi denildi. Ve ordu bu meclisin yani kurultayın ordusuydu.
Devlet başkanı da buranın başkanı. Yani Atatürk oldu. Sonra da bu kurultay sonra kamutay da denildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Atatürk'ü ve sonrakileri başkan seçti. Doğrusu budur. Yani devlet başkanını seçti.
Bunu geri getireceğiz. Parlamenter sisteme geri getireceğiz filan deniliyor.
Tabii ki bir manada bu ama çok daha derin bir anlamı var bizim söylediğimizin. Türk tarihin derinliklerinden başlatıyoruz olayı.
Bunun dışında devlet bugünkü yanlışlardan kurtularak gerçekten çağdaş bir devlet olacak. Yasama, yürütme ve yargı ayrışacak. Yargı tam anlamıyla bağımsız olacak ama Yargı mensubu olmak için de çok derin araştırmalar ve deneyimlerden sonra gerçekleşecek bir durum olacak.”
İkincisi?
“İkinci olarak söylediğimiz devrim, Yeniden çağdaş eğitim devrimi. Ne demek? Yani bir çağdaş devlet
yurttaşlarına bir din dayatmaz. Çağdaş devlet yurttaşlarına din dayatırsa böyle inanacaksınız. Derse okullarda zorunlu din dersi olarak din budur. Buna inanın diye dayatırsa…Tarihin bize gösterdiği gerçeklik. Din çürür, devlet çöker.”
Aynen öyle.
“Ya tarihte birçok devlet böyle çöküyor. Örnekleri çok
Roma böyle çökmüştür, Osmanlı böyle çökmüştür, Memlüklü böyle, çökmüştür, Timurlu, Babürlü hep böyle çökmüştür. Evet. Hatta Uygurlar bile mali dinini devlet dini yaptıktan sonra çökmüşler.
Dolayısıyla çağdaş eğitimde bir din eğitimi olmaz. Olmayacak. Evet. Dil öğretimi için din dersi olabilir. Orada bütün dinler kısaca özet olarak anlatılır
Eşit uzaklıkta kalarak anlatılır. Yoksa din budur denilmez. Bunun dışında peki ne denilir
Yetişen öğrencilere bilim bilinci verecek. Bilim tarihi ve aydınlanma tarihi dersi konulacak. Koyacağız. Bununla ne yapacağız? Gençlerimizin gerçekten bilimlik bakış açısı kazanmaları hayatlara öyle bakmaları sağlanacak.
Dirliğe böyle bakmalarını sağlayacak ve bunların içinden gerçek üretici bilim adamları çıkacak. Yoksa din dersiyle yetişenlerden bilim adamı çıkmaz. Din adamı çıkar.
O ayrı bir kategoridir. Tabii. Ama devlet
Devletin okullarında din dersi olmaz. Bilim olur. Evet, bilim dersi olur. Çağdaş eğitim dediğimizin özeti budur.”
Üçüncü?
“Üçüncü devrim olarak diyoruz ki;
Biz toplumcu kalkınma uygulayacağız. Yani demek? Devlet yeniden fabrikalar açacak. “Devlet fabrika açmaz. Devlet üretim yeri açmaz. Devlet ticarette siyah uğraşmaz” Safsatasını bırakacağız. Ve en önemlisi de ülkemizin her yerini devletin kurduğu fabrikalarla donatacağız. Evet. Ama özel sektörü de özendireceğiz ve destekleyeceğiz. Atatürk'ün yaptığı gibi...”
Tabii karma ekonomi.
“Özel sektöre özendireceğiz, yönlendireceğiz, destekleyeceğiz. Ama devlet de fabrika yapacak. Güneydoğu'ya özel sektör fabrika yapmaz. Devlet Güneydoğu'nun her iline ve her ilçesine fabrika
Fabrika yapacak. Onları da ordumuz koruyacak.
Çok önemli. Onları koruyacak. Ama bizim gençlerimiz Güneydoğulu gençlerimiz iş buldukları zaman
Yani kız- erkek gençlerimiz, iş buldukları zaman orada çalıştıkları zaman evlerine maaş götürdükleri zaman akşam da evde buluşup çocuklarını da yuvalarından, fabrikaların yuvalarından alıp evlerinde onlarla uğraştıkları zaman terör örgütü işte o zaman kalkacak Işsiz genç kalkacak.
Terörü önlemenin yolu da budur. Tabii. Önce terör örgütüne kaptırıyorsunuz. Yurttaş çocuklarını sonra da öldürmekle övünüyorsunuz. Böyle saçmalık olur mu? “
Aynen.
“Böyle devlet olur mu? Niye kaptırıyorsun kardeşim? Doğru dürüstünü halka doğru dürüst göster. Halka yönel. Halkla ilgilen. Halka sevgi duy, saygı duy, ama aynı zamanda da karınlarını doyur.
Karın doyar. Işsizliği önler. Bunun yolu, yöntemi de Atatürk'ün yaptığı gibi bütün ülkeyi fabrikalarla dona donatmak. Evet, pırıl pırıl yapacağız
Aynı zamanda da çok sert söyleyeceğim. Bir devlette eğer yetenekli gençler, paraları olmadıkları için okuyamıyorlarsa okudukları zaman okulu bitirdikleri zaman da yetenekli gençlerimiz, eğer daha yükseğini okuma imkanına ulaşamıyorlarsa; ya da bir ülkede yurttaşlarımız, yurttaşlar paraları olmadıkları için ameliyat olamıyorlar ya da ilaç bulamıyorlar, ölüyorlarsa o ülkeyi yönetenler canidir. Katildir.”
Doğrudur.
“Bu bilinçle bakacağız. Dolayısıyla ATA parti iktidarında eğitim parasız olacak.”
Parasız olacak.
“Sağlık parasız olacak. Devlet verecek. Hemen denilebilir ki devlet nereden bulacak? Yolsuzlukları önleyin
Yolsuzluklar çok büyük bir bütçeden kanama meydana getiriyor. Çok büyük. Savurganlığı önleyin. Çok büyük kanama meydana getiriyor. Aynı zamanda da Türkiye'yi istila ettirdiğiniz yerleştirdiğiniz şu Suriyelilerden Türkiye'yi kurtarın. Sadece bununla siz bütün bunları yapacak finansal paraya, akçeye ulaşırsınız..
Sadece bunlarla. Çok zor işler yok. Efendim ekonomi için şöyle uzmanlar böyle uzman. Hayır bu çok basittir bunlar. Ya çok da basit söylüyorum. Yolsuzluğu önleyin. Savurganlığı önleyin. Suriyeli saçmalığından Türkiye'yi kurtarın…
Birdenbire elinizde bütün ülkeyi fabrikalarda donatacak kadar para oluşur. Türkiye'de kaynak var. Biz bunu yapacağız. Toplumcu kalkınma dediğimiz bu.”
Diğer ilke?
“Evet. Başka? Tabii ki ayrıntısı var…
Bunun dışında ayrıca ileri demokrasiyi getireceğiz. Türkiye artık ileri demokrasiyi hak eden bir ülkedir. Dolayısıyla, önce partiler de genel başkanlık diktatör yazısını ortadan kaldıracağız.
Siyasi partiler kanununu değiştireceğiz. Milletvekili ve belediye başkanı adaylarımızı partilerin üyeleri seçecek
Ya insanlar çalışıyorsa, önce parti içi demokrasinin olması lazım. Şu hale bak. Yani bir kişi bir partiyi ele geçirince kendisini padişah ilan ediyor. Bir daha orayı bırakmıyor. Yahu kardeşim ne var yani…
Bırak da başkaları gelsin. Şimdi denilebilir ki peki siz yapar mısınız? Ben yaparım demiyorum. Yaptım diyorum. Demokrat Parti Genel Başkanıyken baktım ki olmuyor. Yani partinin örgütüyle ve konumuyla benim
Bu köktenci düşüncelerim uyuşmuyor. Ya partide buna göre ekmek olanağım yok. Onun üzerine bir yıl yaptım. Ve hem o bina koca binayı bir sürü imkanı bırakıp ayrıldım. Dedim ki buyurun. Kimi istiyorsanız seçin
Ya ondan sonra da kendi bu köktenci düşüncelerime göre yeni parti kurmak için yıllardan beri uğraşıyorum. Ve bu düşüncedeki arkadaşlarla birlikte uğraşıyoruz.”
Beşinci?
“Peki beşinci Türkiye'yi bilgi çağına sokacağız. Evet. Çok önemli. Şunu çok açık söyleyeyim.
Türkiye'de siyasi yazılıma siyasi söyleme, bilgi çağına yatırım kişi benim. Yani o dönemleri yaşayan kişiler bilirler. Özal'a da anlatmaya çalıştım. Demirel'e anlattım. Tansu hanım anlamadı. Yıldırım Bey anlamadı. Ama Anlattım.. Anlattım… Anlattım…
Yani yazdığım kitaplar belli, yaptığım konuşmalar belli. Bilgi çağı diye dünyada büyük bir dönüşüm var. Evet. Şimdi aslında bence ilgi çağında aşan yeni bir çağ geliyor. Bilgi çağı içinden çıkan bir çağ o da yapay zeka çağı. Evet. Yani Türkiye'yi yönetenler Türkiye'yi yönetenler, başbakanlığa, bakan, başkanlığa istekli olanlar, ben Türkiye'ye yararlı olurum diyenler kitap okumalı…Atatürk böyle yapıyordu... Evet. Binlerce kitap okudu... Ben de okudum… Yirmiden fazla kitap yazdım. Ve hala okumayı sürdürüyorum. Dolayısıyla okuduklarımdan bildiğim bilgi çağı kavramı. Modern yönetim teknikleriyle devlete uygulayarak, yurttaşlarımıza bilgi çağı konusunda eğiterek Türkiye'yi bilgi çağına sokup bilgi çağının üreticisi olan.. Biz Tüketicisiyiz. Evet. Herkes cep telefonu falan kullanıyor. Şu önümüzdeki, teknik olanaklardan yararlanıyoruz. Ama bu değil. Üretici olarak Türkiye'yi bilgi çağına sokacak devrimi yapacağız…”
Sözleriyle Başkan tamamladı. ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek 23 yaşından itibaren çeşitli ilçelerde Kaymakamlık, Gümrük Müşavirlik, Milletvekilliği yapmış, Kültür Bakanlığı, Devlet Bakanlığı ve Büyük Elçi ünvanı gibi makamlarda; unutulmaz başarılı hizmetler vermiş bir değerimiz..Aynı zamanda akademisyen olan Başkan Namık Kemal Zeybek’in çok sayıda kitapları var.