sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Aralık 2019 Pazartesi

Dilan Bozyel’in, Paris – Beyrut Mutluluk Hattı sergisi-Yılmaz Parlar

POSTA KUTUSUPosta Kutusu

Mutluluk Hattı

İnsan, nerede yaşayacağını nasıl seçer? Hangi şehir? Hangi semt? Hangi sokak? Ya da hangi yarım küre? Afrika' da? Belki Güney Kore ya da Fransa' da? 

“Doğunun mistik ve batının estetik yüzü”




Dilan Bozyel’in “Paris – Beyrut “Mutluluk Hattı” kitabının yayınlanmasının ardından aynı ismi taşıyan fotoğraf sergisi Institut français’de açıldı.


Sergi alanının tüm duvarları “Paris – Beyrut : Mutluluk Hattı” kitabında yer alan yazılarla kaplandı. Ziyaretçiler mekana girdiklerinde kendilerini Dilan Bozyel’in güzel eseri kitap dünyasında buldular.


Mabel Matiz, Nazan Kesal, Demet Gül, Gülten Kaya ve Birkan Nasuhoğlu isimler başda olmak üzere elit sanatsever davetli sergi açılışına katıldı.


Yaşayacağı şehri, yaşamak istediği şehirleri fotoğraflayarak bulmaya çalışan fotoğrafçı Dilan Bozyel. Hikâyesinin ilk ikilem rotası yaşadığında mutlu olacağına inandığı iki şehirde geçiyor; Paris ve Beyrut.





Diyarbakır doğumlu fotoğraf sanatçısı Dilan Bozyel’in annesi Kıbrıs Limasollu, babası Diyarbakır Liceli. Yirmi yaşına dek doğduğu şehirde yaşamış, adeta bir kalenin içinde büyürken; dünyayı, iki farklı kültürün buluştuğu aile evinde; okuduğu kitaplar ve şiirler, dinlediği müzikler, izlediği filmler ve üç kardeşiyle birlikte oynadığı oyunlardan  öğrenmiş. Kaleden dış dünyaya adımını attığı ve ailesinden uzaklaştığı ilk adımında bir soru belirmiş zihninde: "İnsan, nerede yaşayacağını nasıl seçer?" Hangi şehir? Hangi semt? Hangi sokak? Ya da hangi yarım küre? Afrika' da? Belki Güney Kore ya da Fransa' da?





Herkesin rotası evine çıkıyormuş; Peki, evimiz nerede? " diyen  Dilan Bozyel, Belki büyüdüğü şehirden tanıdık notalarda, belki oryantal bir estetiğin tarihle harmanlanmasında ya da belki yüksek medeniyetin sanatla buluştuğu bohem sokaklarda mutluluğu keşfeden sanatçı, bu nadir bulunan duyguyu kendine saklamak istemeyerek; bir kitap ve yazıların fotoğraflarla buluştuğu bir gezegen hissi yarattığı sergisi aracılığıyla dünya ile buluşturmaya karar veriyor.


Dilan Bozyel manifestosundan özetler“  Doğunun mistik ve batının estetik yüzü beni her iki tarafa da çekiyordu. Ortadoğu' dan başlayıp, Avrupa' ya uzanan yolculuğumda gözlerim ve kameramın ortak işbirliği ile arayışımı fotoğraflar üzerinden sürdürmeye devam ettim. Derken; Fransız estetik kültürüyle doğu motiflerinin şekil aldığı Beyrut sokaklarında, kültür ve politik tarih fısıltılarını duvarlardan dinledim. Frankofon medeniyetin, Arap gelenekleriyle harmanlanarak insanları güzelleştirdiğine şahit oldum.





Paris' e doğru yola çıktığımda; başka ama benzer bir rüzgardan büyülendim. Sadece mimari büyü değildi kamerama yansıyan, Paris sokaklarında rastladığım insanların yüzlerinde de hikayeler vardı. Neredeyse karşılaştığım her bir portre başlı başına adeta bir kitap gibiydi. Yalnızca portreler ve mimari de değildi hikaye barındıran; sokaklar, kaldırım taşları, cafelerdeki tabureler, mezarlıklar, metrolardaki müzik sesleri, şehrin tüm akışına yön veren güvercinler..Bir şehir, insanı daha nasıl kendine aşık edebilirdi?” şeklinde ifade ediyor


Evini aramaya devam eden, yolcuğunun molalarında hep aynı duygu belirdiğini söyleyen ; Dilan Bozyel “Paris' e ve Beyrut' a derin bir özlem besliyordum. Bu duygunun ölümsüz olması gerektiğine karar verdim; bavulumdan Paris ve Beyrut' ta çektiğim fotoğrafları ve not defterime karaladığım cümleleri sizlerle paylaşmak için sabırsızca bir heyecan duymaya başladım. Önce kırmızı kaplı bir kitap haline geldi seyahatlerimin mutluluk hattı şehirleri. Kitap, kendine sığamadı; heyecan dolu bir sergiye dönüştü. Paris ve Beyrut, beni şans ve mutlulukla doldurdu.” Sözlerinden  sonra, kitabın sayfalarından serginin duvarlarına, gözlerden yüreğe iyi yolculuklar diliyor.


Sergi 9 Şubat 2020 arasında Institut français’de zitayetçilere açık olacak.


yilmazparlar@yahoo.com

3 Aralık 2019 Salı

Stage in İstanbul sahne performansları festivali-Yılmaz Parlar

POSTA KUTUSUPosta Kutusu

Sanatın Taşındığı Yer

Gösteri sanatların tüm öğeleri turizmin ruhu olan müzeye taşındı. Gösteri sanatlarına ev sahipliği yapan Deniz Müzesinde sanat, kültür alanında en ilgi çekici ve hızla gelişen alanların gösterilerini izleme fırsatı veren, “Stage in İstanbul” yine sanatsal bir misyona imza atdı.





Birbirine bağlı dünyada, sahne sanatlarının önemi çok büyükdür. Sahne sanatları dünyamızı birçok yönden etkiler; Sahne sanatları bize kendimizi nasıl ifade edeceğimizi öğretir. Bizi insan yapan temel bileşenlerinden biri kültürümüzü, duygularımızı ve inançlarımızı ifade etme isteğidir. Bu ifade arzusu bize kendimiz hakkında çok şey öğretir. Sahne sanatlarını, toplumun nasıl çalıştığını anlamak ve kendimizi içinde yaşadığımız dünya hakkında eğitmek için kullanabiliriz.




Sahne sanatları turizmi cezbeder. Tatilciler, olabildiğince ilginç ve önemli olan bir gösteri görmek istierler.

Ekonomi, sahne sanatlarından önemli ölçüde faydalanır. Sektöre olan toplu katkılar, ekonomiler için ciddi para yaratır.
Funda Önal direktörlüğünde 2.cisi düzenlenen “Stage in İstanbul” sahne performansları festivali dans, muzik konser, opera, tiyatro ve müzikal tiyatro, illüzyon, tiyatro okuma tiyatrosu görsel sanatların tüm dallarını bir festival çatısında topladı.




Sanat eserine katılmanın güzel bir çiçeğe ya da muhteşem bir gün batımına bakmaktan farklı olmadığını söyliyebiliriz. Bu festivalde;

En büyük hikayelerde perde asla kapanmaz, diyen Opera
Trajediden komediye, her zaman var olan, Tiyatro 
Harika ritim ve hareket ifadelerin ve anlatılan hikayeleri olan Dans, gibi türleri temsil eden Stage in İstanbul’un bu yılki katılımcıları arasında İstanbul Devlet Tiyatrosu, İstanbul devlet Opera Balesi, BKM Mutfak, Kedi Sahne Sanatları, Ataşehir Belediyesi, Tatavla Sahne, Öykü Sanat Merkesi, Krops, KATS Sahne, Fuat Hayat Bale gibi pek çok katılımcı dört gün süresince ziyaretçileri standlarında ağırladı.




Ziyaretciler, Ustaların sohbetlerini dinleyip bilgilenirken, Durga Bollywood Dans Kumpanyası, Parlak Şapkalı Dans Grubu, Danseatmasyon gibi grupların gösterileri de ziyaretçilere eğlenceli, unutulmaz anlar yaşatdı.

İstanbul devlet tiyatroları çatısı altında İstanbul devlet tiyatrosu sanatcısı ve inkılap yayınevinden yeni cikan kitabıyla Zafer Algöz ile İtalyan ve Türk sinema oyuncusu Aylin Yıldız söyleşi gerçekleştirdi. Sanatın tüm yönlerinin bilgilerini içeren kültürel bir sohbet oldu. Derin bilgileriyle dinleyicilere ışık tutdular. Stage in İstanbul festivalinin sanatın her alanını kapsayan her yaştan herkesi içine alan festivalin iyi güzel geçtiği, Bunun çok iyi bir festival olduğu dünya standartlarında bir festival olduğunu belirtti. Sanatın ve yazarlığın oyunculuğun iyi gittiğini mutlu olduğunu söyledi. Gençlere bol bol festivallere katılmalarını, İstanbul devlet tiyatrosunda oyun izlemelerini de tavsiye etti.




Gerçekdende; Performans sanatları, genç bireylerde sahne sanatlarında yer almanın temel avantajlarından biri iletişim becerilerinin geliştirilmesidir. Daha yüksek akademik başarılar sağlar.

Çocuklar için, çocuğa güven ve kendine güven kazanır. Çocuklar sosyal becerilerini geliştireceklerdir. Bir bütün olarak sahne sanatları, çocuklara empati, şefkat ve duygularını ve başkalarının duygularını nasıl ifade edip anlamalarını öğretir





Sanat programları, çocuklara kendilerini, duygularını ifade etmeleri ve benzersiz yeteneklerini keşfetmeleri ve geliştirmeleri için gerçekten eğlenceli bir yoldur.

Sosyal-duygusal gelişim, Hataları en aza indirmeyi ve geri dönmeyi, sorunları çözmeyi ve doğaçlama yapmayı öğreneceklerdir. Onlara günlük yaşamla birlikte gelen yeni durumlarda yönetme ve gerçekleştirme güvenini verir.
Performans sanatı, nispeten genç bir sanattır. 50'li yılların sonundaki başlangıcından bu yana, 70 yıldan fazla bir zaman geçmedi, ancak kendisini zaten itibar, zihinsel ya da fiziksel sağlık ve genel olarak yaşam riski ile ilişkili skandallı bir sanat formu olarak belirledi. Bağımsız bir sanat formu olarak kabul edildi.
Sahne Sanatları Türkiye ekonomisinde büyümekte olan eğlence sektöründe yer alacak insanlara yaratıcı ve disiplinlerarası beslenebilecek yaratıcıkda odaklanan bir bütünlük kazandırır.
yilmazparlar@yahoo.com

13 Şubat 2019 Çarşamba

Atatürk’ümüzün Çocukluk Resmi-Yılmaz Parlar

POSTA KUTUSUPosta Kutusu


Atatürk’ümüzün Çocukluk  Resmi


Ortak değerimiz Atatürk’ün çocukluk resmini ilk yapan, Türkiye Picasso’su Ressam İsmet XBilen, hayalinde zenginleştirdiği Ata’mızın kimliğini iyi anlayan, yüz ifadesinde masumiyeti hassasiyetle canlandırarak, taş üzerine yazılan yazı gibi, Florya Akvaryum Wondera World Eğlence ve Eğitim Merkezi Kaşif Wondy Atölyeleri duvarına anlamlı eserini ölümsüzleştirmiş. Sadece bir göz atmak isterken, uzun süre kalacağınız, ayrıldığınızda kendinizi çok  mutlu hisseteceğiniz resim.




Ayrıca, sanatcı XBilen, giriş holünde 70 metrekarelik duvara Atatürk köşesi yapmanın yanı sıra; diğer okullara örnek teşkil etmesi kapsamında açılan, 2023 vizyon belgesinde yer alan eğitim tasarım ve beceri atölyelerine giden 50 metre uzunluğundaki koridorun toplam 100 metre iki devasa duvarınada. Einstein'dan – Galilei’ye, İbn-i Sina'dan Aristo'ya yaptıkları eserleri ile birlikde özgün olarak resimlerini yapmış.




Şüphesiz, Atatürk’ün bulunduğu her kare çok değerlidir. Ancak, sanatcı tarafından yapılan, ticaret yasaları, medeni kanunlar ve yeni yasalar gibi batılı hukuk sistemlerini uygulayan, derin bir etki yapan, Ata’mızın çeşitli resimleri arasında fen fakültesine ziyaret figürü öğrencilere bir meşale gibi ufuklarına ışık tutacakdır. Geniş düşünür, cesur  rehber, sıkı ahlak, mükemmel iletişimci, tutarlı beyan, açık görüşlü, barışçıl, tutarlı performans, oyun değiştirici, hızlı karar verici, sadık ortak, akılcı bilgelik, vizyoner hayal gücü, çekici İkna, fedakar hedefler, kesilmez güven, hesaplanmış stratejist, aydınlanmış esneklik öğrenen dönüşümcü lideri, liberal komutanlığı, gibi dah pek çok dizi liderlik vasıfların özellikleri bulunan Ata’mızdan öğrenciler ilham alacaklardır.




Kendine empoze ettiği disiplin nedeniyle, kendi bakış açısına göre, yalın, yalıtılmış bir şekilde kümülatif, zenginlik ve özgünlük içeren çalışmalarını sürdüren, tamamen sanatsal olarak, her türlü destek ve cesaretlendirmeyi hak eden, Ressam İsmet XBilen ile söyleşi gerçekleştiriyoruz.





Sanatsal, bilgesel bütünlük olan, yaratıcı başarısı ile nitelik kazanan çalışmaları hakkında sorumuza   “Mustafa Karatepe Mihar’a ait olan Florya Akvaryum Wondera World Eğlence ve Eğitim Merkezi Kaşif Wondy Atölyelerine giden koridordaki duvara konsepte uygun bilim ilim adamları resimlerini yapmam istendi. Bu aynı zamanda 40 yıllık duvar ressamlığımda 565O metre kareyi tutan klasik üslupla özgün çizilmiş resimlerimin burda devamıdır. Bunun 5 yılı Avrupa'nın değişik duvarlarında 950 metrekare olarak çizdim” şekline  duvar ressamlığını özetliyor.


5650 metrekarelik resim, sonuc olarak, bu esvapta duvar resmi çizen bir ressam galiba yok. Bu duvar ressamlığı, Dünyanın en büyük duvar ressamı olduğunuzu göstermez mi? sözümüzü tevazu göstererek cevabını gülümsemeyle onaylıyor.





Bilginleri ilim adamlarını koridorun iki duvarında farklı resmetmişsiniz “Medeniyet doğudan doğdu, fakat bunu batı, doğudan ödünç alarak geliştirdi. Bu olayı iki duvara resimleyerek, anlatmak istedim. İslamiyetin en yüksek olduğu devirlerde büyük İslam alimleri yaşamış, onların resimlerini özgün olarak resimleyip yanına yaptığı eserleri çizdim. 50 metre bir sıra büyük İslam alimlerini çizdim ve karşısındaki duvarada İslam alimlerinden faydalanmış, doğudan doğan bu medeniyeti almış ve onu en üst seviyede geliştirmiş batı alimlerini çizdim. Einstein'dan -Galileye kadar.”





Başka ressamın böyle bir çalışması varmı?  “Bu Türkiye'de ve Dünyada bir ilk oldu; mesela İbn-i Sina'yı resimlerken karşısına Aristo'yu kompozisyonladım. Çünkü İslam alimleri eski Yunan medeniyetinden etkilenmişlerdir.

Osmanlı'nın yıkılış sebeplerinden en önemlisi, bu büyük İslam alimlerinin yapıtlarını tercüme edip medreselerde okutulmamasıdır.”
Sanatcı devam ediyor. “Fakat batı İslam alimlerinin kitaplarını cilt ve ciltler dolusu tercüme etmiş, gelecek kuşak bilim ve sanat adamları için zemin hazırlayarak, Rönesansı inşa etmiştir.” Duvar resimlerinnin açıklamasını yapıyor.

Çok farklı tarz ve özgün resim çalışmalarınız olmasına rağmen, modern sanatın karakteristik olan tuhaf denatüre formlarından dolayı size Türkiye Picasso’su diyorlar. “Bir İtalyan resimlerimi gördükten sonra, Picasso senin yanında halt etmiş. Şayet Picasso'nun devrinde yaşasaydınız, ondan en az 5 kat büyük isim olurdunuz." Bana bu şekilde yazmış.


Öğrenciler için çok bilgiye ilham veren ifade eden vizyonel bir alan olmuş,

“Bu resimlerin hepsi eğitim sınıflarına giden öğrencilerin geçecekleri koridorda çizildi. Öğrenciler bu koridordan geçerken eğitimlerinin bir kısmını burda görsel olarak görerek tamamlayacaklar. Birde, Atatürk köşesinde özgün resimlerle donattık.
Ata’mızın büyüklük ve azamatini, fikirlerini yaşayarak çizdim. Benim için, hayatımdaki en önemli eserim. Hiç çocukluk resmi bulunmayan bu Dünyanın en büyük dahi liderinin çocukluk resmini hayal ederek çizmiş olmam. Herkesin gelip Atatürk'ün bu güzelim çocukluk resmini görmesini istiyorum.”sözleri en güzel nokta oluyor.

yilmazparlar@yahoo.com