sinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ekim 2018 Pazartesi

Yılmaz Güney’in Gizli Belgeleri-Yılmaz Parlar

POSTA KUTUSUPosta Kutusu
Yılmaz Güney’in  Gizli Belgeleri

25. Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında  Atatürk Parkı içi  75'inci Yıl Sanat Galerisi’nde düzenlenen panelde Yılmaz Güney hakkında yeni belgeler ve söylemler açıklandı.



Yılmaz Güney’in eşi Fatoş Güney ve Yılmaz Güney’in kardeşi Yaşar Pütün’ün de izleyici olarak katıldığı, Yılmaz Güney Sineması: Çukurova Gerçeğinin Estetiği' konulu Panelde, Prof. Dr. Şükran Kuyucak Esen, Doç. Dr. Ayşe Toy Par, Dr. Öğretim Üyesi Aydın Çam, Sinema Yazarı Erman Bostan konuşmacı olarak yer aldılar.

Yılmaz Güney’i Umut film öncesi ve sonrası olarak değerlendirdiler.

Yılmaz Güney’, sinemaya merhaba der demez kısa filmler çekmeye başlar. Yönetmen, gerek senaryolarında gerekse filmlerinde daima toplumsal sorunlara değinmeyi gerekli görür.. 


Yılmaz Güney’in üçüncü sineması isimli çalışmasında; üçüncü sinema bağlamında çektiği filmler kendisine karanlık duvarlar arasında yaşamını sürdürmeye iterken izleyiciye özgürlük özgürce düşünme kapılarını açar. 


Az gelişmiş ülkelerin sömürgeciliğe karşı mücadelelerinden ilham alan, ekonomik ve sosyal statü olarak toplumun alt kesimlerinin direniş öykülerini beyaz perdeye aktarır.


Gerçektende, sağlık problemlerinde artış, işsizliğin çoğalması, devletin işsizlik ödemeleri, tazminat davaları, iş gücü kaybı gibi birçok olumsuzluğa sebep olan, huzursuz bireyler mesleki yönden kendilerini yetersiz görüp, psikolojik açıdan zedelenerek tükenmişlik sendromuna sahip işsiz bireylerden oluşan toplum sorunlarını yansıtır sinemasında.

  
Çukurova’daki işçilerin yaşamlarını gerçekçi bir dille yansıtır. Halk tarafından sevilerek  kabul görür. Filmleri taşrada gişe rekorları kırmaya başlar. Kısa zamanda sinema dünyasında fırtına gibi esmeye başlar.

Aslında, toplumsal ve ekonomik sıkıntılara karşı gelmek istesede cesaret bulamayan halkın özlem taşıdığı isyan etme eylemin kahramanıdır, Yılmaz Güney. 

Seyirci kahramanla özdeşleşme ve kişiliğiyle ilişki kurar.  

Türk Sinemasının  dönüm noktası olarak addedilen Umut filmini gizlice yurtdışında gösterime girer çok sayıda ödül alır. Film, devletin itibarını zedelediği gerekçesiyle yeni bir dava açılır, uzun süre hapis yatar.          


Güney, İsviçre’nin Ticino kantonundaki Locarno şehrinde her yıl düzenlenen uluslararası film festivalinde 1979 yılında en iyi film “Altın Leopar” ödülüne layık görülen  hak eden 1978 yılında, senaryosunu hapishanedeyken yazdığı, “Sürü” filmin yönetmeni Zeki Ökten’e 20 maddelik altın kural yönetmenlik notunu verir. 


Yönetmenliğini Şerif Gören’e yaptırdığı, 1981 yılında senaryosunu hapishanedeyken yazdığı, “Yol” filmi  Cannes film festivalinde Altın Palmiye ödülünü kazanır. 

Tüm dünyanın saygı duyduğu sinemacı olan, Güney 8 Ekim 1981’de tutuklu bulunduğu Isparta Cezaevi’nden bayram iznine çıkar. Arkadaşların desteğiyle Fransa’ya kaçar.

1982 yılında Türkiye’deki Cezaevlerini anlattığı son filmi olan “Duvar” adlı filmi çeker. 


Kanser hastalığına yenik düşer. 9 Eylül 1984 yılında hayata veda eden Güney’in mezarı da Fransa’daki Pere Lachaise mezarlığında bulunmaktadır.      


Fatoş Güney, Panelde dile getirilenleri çok beğendi. Doğru anlatım olan konuşmalardan biri olduğunu ve  Güney yayınlarında kitap haline getirilebileceğini söyledi.



Şerif Gören’in Sinema Hafızası konulu söyleşide, Moderatörlük yapan Sabahattin Çetin, Şerif Gören’e hafızasını bir hayli zorladı. Şerif Gören verdiği cevaplarda ve söyleminde yine ağırlık Yılmaz Güney ile olan ilişkilerdi. Birlikde çalıştıklarının anekdotlarını aktardı.
Yılmaz Güneyî Türk sinemasında ayrı bir yere koydu.


Söyleşi sonrası Adana Film Festival Direktörü İsmail Dikilitaş plaketlerini takdim etdi.


yilmazparlar@yahoo.com

2 Ekim 2017 Pazartesi

POSTA KUTUSUPosta Kutusu
Sanata hizmet, sanatçıya hürmet

Bu yıl 24.’sü düzenlenen ‘Uluslararası Adana Film Festivali Ödül Töreninde Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, “Adana, sinema, edebiyat ve kültürel hayata çok büyük katkılar sundu. Festival hiçbir ayrışmaya izin vermedi. Sanata hizmet, sanatçıya hürmet ilkesiyle hareket ettik. Cumhuriyetimizin kurucusunun da istediği gibi sanatın ve sanatçının hak ettiği yere gelmesi için çalıştık”  dedi


Uluslararası Adana Film Festivali’nde ‘En İyi Film Ödülü’nü Onur Ünlü’nün yönetmenliğini yaptığı ‘Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yoktur’ filmi aldı. En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü ‘Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok’ filmiyle Fatih Artman alırken en iyi kadın oyuncu ödülü ise ‘İşe Yarar Bir Şey’ filmiyle Başak Köklükaya’nın oldu.

Dizi ve sinema oyuncusu Hazar Ergüçlü  'Umut Veren Genç Kadın Oyuncu' ödülünü aldı.

Ayşe Arman ve Meltem Cumbul'un sunduğu ödül tören gecesinde Erden Kıral'ın jüri başkanlığını ve  Algı Eke, Fırat Yücel, Hüseyin Karabey, Murat Hasarı, Uğur İçbak, Selma Güneri’nin jüri üyeliğini yaptığı, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda Onur Ünlü 'nün 'Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok', Semih Kaplanoğlu'nun 'Buğday', Onur Saylak'ın 'Daha', Orhan Oğuz'un 'Eksi Bir', Pelin Esmer'in 'İşe Yarar Bir Şey', Emre Erdoğdu'nun 'Kar', Emre Yeksan'ın 'Körfez', Özgür Sevimli'nin 'Murtaza', Ümit Ünal'ın 'Sofra Sırları' ve Orhan Eskiköy'ün 'Taş' filmleri yarıştı.


Törende ilk olarak uluslararası, öğrenci ve kısa film yarışmalarında kazanılan ödüller verildi. Adana Maratonu Kısa Film Yarışması Muzaffer Özgü 3'üncülük ödülü Beni Yılmaz Güney'e Benzetiyorlar Biraz filmiyle Engin Yıldırım'ın, Yaşar Kemal 2'ncilik ödülü Kebapçı Mehmet filmiyle Nevzat Hız'ın, Orhan Kemal 1'incilik ödülü de Suda Zaman Yok filmiyle Ali Akdemir'in oldu.


Hemen Hemen tüm ödüllerin atfedildiği Yılmaz Güney’in adına verilen Ödülde Onur Saylak’a (Daha filmi) ödülü Yılmaz Güney’in kızı Elif Güney Pütün ve Yılmaz Güney’in Kardeşi Yaşar Pütün, Yaptığı konuşmalarla yoğun alkış aldılar


 Sahiplerini bulan, 24. Uluslararası Adana Film Festivali’nin ödülleri;

Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda verilen ödüller En İyi Film: Onur Ünlü (Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yoktur)

Yılmaz Güney Ödülü: Onur Saylak (Daha)

Adana İzleyici Ödülü: Onur Saylak (Daha)
En İyi Yönetmen: Onur Ünlü (Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok)
En İyi Senaryo: Barış Bıçakçı- Pelin Esmer (İşe Yarar Bir Şey)
En İyi Kadın Oyuncu: Başak Köklükaya (İşe Yarar Bir Şey)
En İyi Erkek Oyuncu: Fatih Artman (Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok
En İyi Müzik: Mustafa Biber (Buğday)
En İyi Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki (İşe Yarar Bir Şey)
En İyi Sanat Yönetmeni: Naz Eraydağ (Buğday)
En İyi Kurgu: Ayris Alptekin (Kar)
Yardımcı Rolde En İyi Kadın: Hare Sürel (Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok)
Yardımcı Rolde En İyi Erkek: Ahmet Varlı (Taş)
Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu: Hazar Ergüçlü (Kar)
Jüri Özel Ödülü: Emre Yeksan (Körfez)
Umut Veren Genç Erkek Oyuncu: Hayat Van Eck (Daha) -Halil Bahadır (Kar)
Film - Yön En İyi Yönetmen Ödülü: Semih Kaplanoğlu (Buğday)
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) En İyi Film: Onur Saylak (Daha)



yilmazparlar@yahoo.com

14 Ağustos 2017 Pazartesi

Midwood’a inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz-Yılmaz Parlar

POSTA KUTUSUPosta Kutusu



Midwood’a inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz.


Dünyada olmamız istenen on markada ilk adımı oluşturan Midwood, 505 dönümlük arazi üzerinde, 825 milyonluk bütçesiyle, 10 binden fazla istihdam yaratacak, “İstanbul Midwood Film Stüdyo Kompleksi içindeki konaklama ünitesi Midstay’in proje lansmanı ve temel atma töreni yapıldı.


Midstay’in temel atma töreni, 12 Ağustos  2017 Cumartesi günü Büyükçekmece’de gerçekleşti. “Türkiyen’in en az 10 dünya markası yaratmaya ihtiyacı var” sözüne ilk dünya marka olma iddiası taşıyan bu önemli yatırım  Midwood, Kompleksinde yer alan Midstay’in proje lansmanında Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San yaptığı konuşmasında “inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz.” Dedi.


Midwood temel atma törenine, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San, Midwood A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Emin Günal, Midstay projesi  sahibi Burhan Akdağ, Siyaset, Sanat, İş dünyasının önemli isimleri ile elit bir davetli grup katıldı. Şehitlere saygı duruşu ve İstiklal marşını müteakip tören açılış konuşmasını, Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San yaptı.

Avrupa'nın en büyük film stüdyosu Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San, Türkiye'nin en başarılı menajer ve organizatör olarak bilinen ismin yanı sıra sinema alanına geçişini İstanbul'da dev bir projeyle sinema sektöre geçiş nedenleri sıraladı.


Müzik ve etkinlik organizatörlüğe 1973 yılında başladığını, Michael  Jackson, Madonna'larla çalıştığını, Elizabeth Taylor, Sophia Loren sonraki jenerasyon Alain Delon, yeni jenerasyon Kevin Costner, Jean-Claude Van Damme, Hilary Swank   Ornella Muti, Ursula Andress, gibi isimlerle Celebrity Business işinde oyuncularla iç içe olduğunu, çok geniş bir yelpaze olan içine hepsini alan sinema için, Stüdyolar yapılırsa, Hollywood buraya gelir inancını taşıdığı anlatdı.

Amerikan film endüstrisi 1990'lı yıllardan sonra, Kanada'ya sonra Avrupa'ya, Türkiye'ye bile geldiğini, Argo, Taken, James Bond, Oscar alan filmlerin burada çevrildiğini, Tom Hanks  Yerebatan Sarnıcı konulu filmi Budapeşte'deki film platosunda  çekildiğini, Yerebatan Sarnıcı için Kültür Bakanlığın izin verdiğini ancak Yerebatan  Sarnıcı'nın müze müdürlüğün izin vermediğini, Amerikalı şirketin bununla ilgilenme ihtiyaç duymadan başka yere gitmesin kendisine  ilham verdiğini, film stüdyosu işiyle ilgilenme hikayesinin böylece başladığını söyledi.
Uygulamaya geçmek için mimarlık firması olan Emin Günal’a verileri vererek projeler üretilmeye başlandı. Sonra Proje arazi için Büyük çekmece Belediye Başkanlığıyla çalışmalarını anlatdı.
 “Toplam 40 bin metrekare 21 stüdyo var. Titanik  filmi bile çekilebilir. 17 tane açık set var. Bir film çekmek için gerekli ekipmanları Işık-kamera,sanat atölyeleri,set-grip malzemeleri ve post-production 150 milyon dolarlık ekip var.” Midstay projesinin yönetim kurul başkanı Burhan Akdağ’ı takdim etdi.

Deneyimli gazeteci, Televizyon programcısı, iş adamı Burhan Akdağ proje hakkında kısa bilgi verdikden sonra temel atma töreninde kendilerini yalnız bırakmayan dostlarına, protokola, davetlilere teşekkür etdi. Hocanın dua okumasyla birlikde, Temel atma butonuna basıldı. İnşaat alanına ilk dökülen harç ekranda yansıtıldı. Tören sorası Barbekü partide müzik eşliğinde, Sponsor Beşler sucuklarının lezzetiyle  davetliler neşeli rğlenceli keyifli zaman geçirdi. Tören Havai fişek gösterisiyle son buldu.

Midstay Gayrimenkul projesi firma sahiplerinden Elzem Abacı ile yaptığımız kısa söyleşide devre mülk şeklinde uzun yıllarca pazarlanacağının detaylarını öğrendik.
yilmazparlar@yahoo.com

25 Ekim 2015 Pazar

Atilla Dorsay-Yeşilçam’dan 100 Portre-Efsaneler ve Renkler-Saint Benoît-La Galerie-Yılmaz Parlar

POSTA KUTUSUPosta Kutusu


DUAYEN DORSAY VE YEŞİLÇAM YILDIZLARI

Başarının bir yolculuk olduğunu, bir varış noktası olmadığını bize sergilediği sinema bilgi ve genel kültürüyle örnekleyen Duayen, Yüzyılda bir gelen isimleden Türk ve dünya sinemasının usta eleştirmeni gazeteci-yazar Atilla Dorsay, Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi

 Charles Fries’in Yüksek Himayelerinde,
Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu
Muriel Domenach’ın Saint Türk sinemasının ünlü oyuncuların ve yönetmenlerin katılımıyla gerçekleşen 22 Ekim - 30 Kasım 2015 tarihleri arasında devam edecek olan Saint Benoît Lisesi "La Galerie" de "Efsaneler ve Renkler" adlı sergiyle sinemaseverleri Türk sinemasının geçmişten günümüze doğru da bir yolculuğa çıkartı.

Dünya sinemasını içinde taşıyan, önceleri sinemanın her olgusunu bilgi düşünce duygularını 60’a yakın kitaplarına aktaran duayen yazar Atilla Dorsay "Yeşilçam’dan 100 Portre" kitabının lansmanıyla  sergiyi bütünleştirdi.


Bezginlik duymadan fiziksel ve zihinsel enerjiyi tek bir sinema sevgisi noktasında odaklanan konsantrasyonunu sürekli dinamik uygulayan  yetenek, Başarısını tevazuyla bütünleştiren erdemli davranışlarıyla muhteşem ve ölümsüz bir kitap servetine bir yenisini ekledi.


Sabır ve özveriyle yapılan çalışmaların meyvesi olan bu kitapda  İki farklı anlatım izliyoruz.

Birincisi yönetmenler oyuncular akademisyenler hakkında dostluk ilişkileri, özellik kazanan çok kısa anılarıyla sinema geçmişi, yapıtları.  
İkincisi duayenenin objektifinde çok ifadeli çok zengin sinema geçmişini anlatan portre pozları.

Bu iki öğe vurgulanırken geçişlerde yaşanan bütünlük, düş gücünü hızlandırıyor. Konu edilen sinemacıların örgüsü birbirinden bağımsız olağanüstü bir performansla birbirinden benzersiz anlatım zenginliğiyle ve farklı formlara bürünerek adeta resital oluşturulmuş.  

Saint Benoit’a ait olan, zarif, şirin ancak sanatsal dev mekan salonda dev isim Atilla Dorsay’ın sergisinin dinamik açılışı çok güzide sanat dünyasının yerli yabancı sinemaseverleri ve sinemanın ünlü elit yıldızlar katılımının sıcak atmosferi hepimizi sarıp kucakladı.
Yaşanabilecek en üstün anıya vesile oldu.     .

Sinema kütüphanesi özeti denebilecek kadar bilgileri akademisyen değer taşıyan yazılara aktaran yazar, şimdi son olarak anı yakalamaya adamış foto ustası kadar sanatsal fotoğraf sanatcılıyla objektifinden ve kaleminden sayfalara aktardığı muhteşem yapıt yılların Yeşilçam kahramanlarını anmamızı sağlayan Yeşilçam’ın 100. yılına atıf  “Yeşilçam’dan 100 portre” kitabına imza attı.


Saint Benoit Lisesi'nde gerçekleşen etkinlikte konuşan Atilla Dorsay, " Fotoğrafçılığı hiçbir zaman ciddiye almadım. Yıllarca sadece arşiv oluşturabilmek için fotoğraf çektim. Baktım ki bu iş gerçekten zevkli ve keyifli bir iş, iyi bir makine edindim. Yakın bir tarihte, 2007'de bir dijital makine aldım ve o tarihten itibaren fotoğraflarım çok daha iyi olmaya başladı. Bu da hem benim onlara, hem de başkalarının fotoğraflara olan ilgisini artırdı" dedi.


Yenilerini de çekmek istediğini, beşinci kişisel sergisini açtığını, portre ve yakın plan fotoğraf çekmeyi çok sevdiğini sözlerine ekledi.  


Dorsay "Fotoğrafı sanat haline getirenlerden biri, yani bir 'Ara Güler' değilim ama insanların ruh hallerini, düşüncelerini fotoğraf yoluyla kavramaya yönelik bir tarzım var. Türkiye'de ve dışarıda festivalleri takip ettiğim için elime çok fırsat geçiyor. Mesela bu yıl Cannes'dan bir sürü Fransız sanatçısının fotoğraflarını getirmiştim ama üç tanesini sembolik olarak seçtik." Şeklinde tarzını belirledi.


Atilla Dorsay, serginin esas amacının Türk Sineması'nın 100. yılını anmak olduğunun söyleyerek Türk sanatçılarından Yeşilçam’ın  ağırlıkta olduğunu geçmiş kuşağa yer verdiğini modern sinemanın  burada çok fazla temsil edilmediğini açıkladı.


Dorsay “Albümde de yok zaten. İlk albüm geçmişe ait oldu. İkinci ciltte Yeşilçam'dan resimlerini çekip de buraya sığdıramadığım isimler yer alacak. Günümüzün sinemasından çok portrem var. Yenilerini de çekmek istiyorum" diyerek devamını olacağını belirtdi.


Ünlü oyuncu ve yönetmenlerin portrelerinin sergilendiği etkinliğe, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray,   Selda Alkor, Derviş Zaim, Filiz Akın, Reis Çelik, Nebahat Çehre, Füsun Demirel, Sevda Ferdağ, Lale Mansur, Hale Soygazi gibi isimler de katıldı.


Sergide  portreleri sergilenen  oyuncular ve yönetmenler;  Cem Yılmaz, Tarık Akan, Memduh Ün, Vedat Türkali, Aram Gülyüz, Fevzi Tuna, Erden Kıral, Engin Ayça, Tomris Giritlioğlu, Reis Çelik,  Derviş Zaim, Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan, Reha Erdem, Ümit Ünal, Semih Kaplanoğlu, Kutluğ Ataman,  Fatih AkınHalit ve Gülper Refiğ, Lütfi Akad, Osman Sınav, Sezer Sezin, Çolpan İlhan, Suzan Avcı, Nilüfer Aydan, Sevda Ferdağ, Fatma Girik, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın Selda Alkor, Nebahat Çehre, Şerif Sezer, Gülsen Tuncer, Hale Soygazi, Lale Mansur, Serra Yılmaz, Füsun Demirel, Eşref Kolçak, Fikret Hakan , Ekrem Bora, Tuncel Kurtiz, Halit Akçatepe, Ediz Hun, Yılmaz Köksal, Halil Ergün, Rutkay Aziz, Meltem Cumbul, Kadir İnanır, İzzet Günay


yilmazparlar@yahoo.com